İki Kar Tanesinin Tam Olarak Aynı Sekillerde Görünemeyecegi Gerceginden yola cikarak ikili iliskiler anlaminda kuvvetli bir baglantidan söz etmek istiyorum...
Dantelli bir kar tanesinin ceket kolunda dinlenmeye gelmesine hangimiz hayran kalmadı ki? Dünyaya düşerken tek parça halinde nasıl hayatta kalabildiklerini merak ediyor musunuz, ya da iki kar tanesinin tam olarak aynı şekillerde görünemeyeceği gerçekten doğru mu?
Bulutların tepelerinde bir kar tanesi bir kar tanesi olarak değil, küçük bir toz, tuz veya kül parçacığı olarak başlar. Bir bulut 32 ° F'nin altına soğuduğunda, parçacık üzerinde bazı su buharı lekeleri donar. Bulutta hareket ederken, parçacık mikroskobik buz katmanları oluşturarak ek su buharını emer. Su molekülleri donduğunda, altı kenarlı bir buz kristali oluşturacak şekilde birbirine bağlanırlar.
Sonunda, buz kristali bulutta havada kalamayacak kadar ağırlaşır ve genellikle kendisi gibi pek çok diğeriyle birlikte dünyaya inmeye başlar. Kar dediğimiz yağış budur. Bir kar tanesi tek bir buz kristali olabilir, ancak genellikle simetrik olarak birbirine bağlı iki yüz veya daha fazla kristal kümesidir. Tüm buz kristallerinin ve dolayısıyla tüm kar tanelerinin ortak özelliği, kenarlarının altıgen yapısıdır.
Kar kristalleri genel şekillerine göre sınıflandırılır. Yıldız dendrit adı verilen tanıdık, karmaşık yıldız şekilli kar tanesi var. Uzaysal dendritlerin de dalları vardır, ancak bunlar daha düzensiz ve farklıdır. Kış dünyasını inceleyen bilim adamları tarafından seksen kar kristali çeşidi resmi olarak tanımlandı, kataloglandı ve etiketlendi. Enfes fotoğraflı iki kitap Kar Tanesi: Kışın Gizli Güzelliği (Libbrecht ve Rasmussen) ve Kar Kristalleri (Bentley ve Humphreys).
Farklı bulut sıcaklıkları ve nem seviyeleri, kar kristalinin başlangıçtaki boyutunu ve şeklini belirler. İnce, plaka benzeri kristaller, sıcaklıklar donma noktasına yakın olduğunda büyür. Daha düşük sıcaklıklarda iğneler, sütunlar ve dendritler ortaya çıkar. Ek olarak, daha yüksek nem daha karmaşık tasarımlar üretirken, daha kuru havada daha basit plaka ve sütun biçimleri ortaya çıkar.
Kusursuz kar tanelerini izlemek büyük bir zevktir. Otuz dakikalık bir serbest düşüşte, kar kristalleri rüzgar tarafından fırlatılır, farklı sıcaklıklar ve nem seviyeleriyle karşılaşır ve birbirlerinin yoluna çıkar. Parçalar kırılabilir veya eriyebilir ya da çarpışan kristaller birbirine yapışabilir. Öyleyse, iki kar tanesi tam olarak aynı olabilir mi? Ancak, bir buluttaki su buharını tamamen aynı şekilde çekerlerse, tamamen aynı sıcaklık ve nem koşullarında düşerler ve aynı hava danslarında girdaplanırlarsa belki bir istatistikçi için olasılıkta mümkündür. Sonuç ne olursa olsun karların bu hava dansına eşlik etmek ve onları fotoğraflamak büyük zevk. :)
İki kar tanesinin birbirine benzemediğini artık hepimiz biliyoruz. Her bir kar tanesi, yolculuğu için maksimum verimlilik ve etkinlik için mükemmel şekli alır. Ve evrensel yerçekimi kuvveti onlara ortak bir hedef verirken, havadaki geniş alan her kar tanesine kendi yolunu izleme fırsatı verir. Aynı yolculukta olup her biri farklı bir yol izler.
Yerçekimine dayalı bu yolculuk boyunca, bazı kar taneleri çarpışır ve birbirine zarar verir, bazıları çarpışır ve birleşir, bazıları rüzgardan etkilenir ... Kar tanesinin yolculuğu boyunca meydana gelen çok fazla geçiş ve değişiklik vardır. Ancak, geçiş ne olursa olsun, kar tanesi her zaman yolculuğu için mükemmel şekilde şekillendirilmiş olarak bulur kendini.Doğadaki benzerliklerin büyük orkestrasyonun güzel bir yansıması olduğunu düşünüyorum. Bu benzerliklerden biri de kar taneleri ve biz insanlar. Biz de farklı yaratılışlarımızla ve kendi formlarımızla farklı yönlerden aynı istikamet üzerinde yol alıyoruz. Evrensel bir güç tarafından aynı hedefe sürülüyoruz. Hepimiz farklı yolculuklara çıkan bireyleriz ve yolculuğumuz boyunca bazen birbirimize çarpıyoruz, yollarımızı kesişiyor, değişiyoruz ... farklı fiziksel biçimler alıyoruz. Kar taneleri gibi farklı bedenlere ve ruhlara sahibiz biz de% 100 kusursuz yaratılmışız. Farklılıklarımızla güzeliz. Her an, yolculuğumuz boyunca düşsekte kalksakta tıpkı kar taneleri gibi yolculuğa yılmadan devam ediyoruz ve bu bizi kesinlikle mükemmel yapıyor. Aynı yere gidiyoruz, farklı rotalar kullanıyoruz, ama ikimiz de olduğumuz gibi tam olarak bu yolculukta kusurlarımızla varız ve mükemmeliz.
Bu büyük orkestrasyonu anlamak ikili ilişkileri anlama noktasında bize yardım edebilir. Bizim için her birey ayrı hayallerle benzer hedeflere doğru yol olan tıpkı kar taneleri gibi farklı şekillerde ve kusursuz. Bize nasıl görünürlerse görünsünler, her biri birey ya da kar tanesi, kendi yolculuğu için mükemmel formu almış.Şimdi düşünsenize, yolculuğumuzda insanoğlu olarak, hepimizin de kusurlu olabileceği gerçeğini aklımızdan çıkarmadan, farklılıklarımızla aynı hedefe doğru yol alan bireyler olduğumuzu görerek tüm bunlar için birbirimize saygı duyabilseydik, ilişkilerimiz ne kadar da güçlü olurdu. Tıpkı kar taneleri gibi.
0 Yorumlar